Ben İrtica ile Büyüdüm

Kasım 27, 2008

 

Çocukluğumdan itibaren benim ilk ve en çok duyduğum kelimelerden biri, irticadır. Dahairan372x192 çocuk yaşımda, babama mânâsını sorduğum ilk kelime de irtica olmuştu. O zamanlar irticacı lafı yoktu, mürteci derlerdi. Bu, çok ağır bir ithamdı. Gerçi bu adı kimse benimsemezdi ama hep söylenirdi. Hatta sayılarının çoğaldığı, güçlerinin arttığı, böyle giderse pek yakında yakıp yıkacakları, ezip geçecekleri bile söylenirdi. Evet ben çocukken vardı bu bekleyiş. Delikanlı oldum, hep duydum aynı teraneleri. Orta yaşı aştım hâla duymaktayım. Seksen sekiz yaşındaki babam da benim dediklerimi diyor. O da ömür boyu duyagelmiş irticayı ama bir türlü ne olduğunu anlayamamış. Benim çocuklarım da irtica tehlikesiyle büyüdüler. İrtica geldi, gelecek derken ben elhamdülillah torun sahibi oldum. Sanırım pek yakında, torunlarım da bana, “Dedeciğim bu irtica ne demek?” diye soracaklar. Eski Mili Eğitim Bakanlarından rahmetli Tahsin Banguoğlu, benim dedemin emsaliydi, o da bir sohbetimizde, şöyle demişti: Read the rest of this entry »

İmam Demek…

Kasım 20, 2008

İmam demek “ana yürekli adam” demektir …

Bu köşede bir zamanlar “İmam görünce neyi hatırlıyorsunuz?” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu sorunun cevabı belliydi: Ölüm. Söylemeye bile gerek yok, bu hatırlamanın, öyle sufilerin içsel arınma yöntemlerinden bi

cami3390ri olarak kullandıkları “mevti tefekkür” cinsinden olumlu bir hatırlama olmadığı açık. Sokaktaki dünyevileşmiş tipin gözünde, ölümün hiç de iyi bir imajı yok. Anlayacağınız öyle ters bir hal ki, imamla cenaze arasında mülazemet ilişkisi kurulmuş. Sanki imamın olduğu yerde, mutlaka bir cenaze olmak zorundaymış gibi. Hemen söyleyelim ki, bu imaj, bu ülkede yaklaşık yüzyıldır uygulanan din-devlet ilişkilerinin yamuk tabiatından kaynaklanan bir imaj. Hedef Hıristiyanlığa benzer bir İslam, İncil’e benzer bir Kur’an, kiliseye benzer bir cami olunca, elbet imamı da bir ‘kuşa’ benzetmek isteyeceklerdi. İşte imam görünce ölü ve ölümün akla gelmesinin Read the rest of this entry »

Rasulullah’ın Namazı

Ekim 30, 2008

Huzeyfe (r.a) anlatıyor:Bir gece Rasulullah’la beraber namaz kıldım.Bakara suresine başladı,ben içimden,100 ayet okuyunca rüku eder,dedim,devam etti.Ben herhalde bütün sureyi bir rekatta okur dedim,O;devam etti.Ben bu sure ile rükua varır dedim,O yine devam etti.Nisa suresine başladı,onu da okudu.Sonra Ali İmran suresine başladı onu da okudu.Ağır ağır okuyor,içinde tesbih olan ayet geldiğinde tesbih ediyor,istek ayeti gelince istekte bulunuyor,sığınma ayeti gelince Allaha sığınıyordu.Sonra rükua vardı ve ‘Sübhane Rabbiyel Azim’ BÜYÜK ALLAHIMI TENZİH EDERİM dedi.Peygamber Efendimiz rükuda da kıyamda olduğu kadar kaldı.Sonra ‘Semiallahulimenhamideh’ ALLAH KENDİSİNE HAMDEDENİN HAMDİNİ İŞİTİR dedi ve doğruldu.Rükuuna yakın uzun bir süre ayakta durdu,sonra secde etti ve’ ULU ALLAHIMI TESBİH EDERİM’ dedi. SECDESİ DE de hemen hemen KIYAMI kadardı.

 

İŞİT EY NEFSİM RASULULLAH BÖYLE NAMAZ KILIYORDU…


Rabbim cümlemize böyle namaz kılmayı nasip etsin İNŞAALLAH…